باب: تقضي
الحائض
المناسك كلها
إلا الطواف بالبيت،
وإذا سعى على
غير وضوء بين
الصفا والمروة.
81- Adetli Kadın, Tavaf Dışında Haccın Bütün Menasikini Yerine
Getirir.
(Abdestsiz Olarak Safa İle Merve Arasında Sa'y Etmek)
حدثنا
عبد الله بن
يوسف: أخبرنا
مالك، عن عبد الرحمن
بن القاسم، عن
أبيه، عن
عائشة رضي الله
عنها أنها
قالت:
قدمت
مكة وأنا
حائض، ولم أطف
بالبيت، ولا
بين الصفا
والمروة،
قالت: فشكوت
ذلك إلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قال: (افعلي
كما يفعل
الحاج، غير أن
لا تطوفي
بالبيت حتى
تطهري).
[-1650-] Aişe (r.anha) şöyle anlatır: Mekke'ye gittiğim sırada adetli idim.
Ne Kabe'yi tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasında sa'y ettim. Daha sonra
durumumu Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e arzettim. Bana, "Hacıların
yaptığı fiilleri sen de yap, sadece temizleninceye kadar Kabe'yi tavaf
etme" buyurdu.
حدثنا
محمد بن
المثنى: حدثنا
عبد الوهاب
قال: وقال لي
خليفة: حدثنا
عبد الوهاب:
حدثنا حبيب المعلم،
عن عطاء، عن
جابر بن عبد
الله رضي الله
عنهما قال:
أهل
النبي صلى
الله عليه
وسلم هو
وأصحابه
بالحج، وليس
مع أحد منهم
هدي غير النبي
صلى الله عليه
وسلم وطلحة،
وقدم علي من اليمن
ومعه هدي،
فقال: أهللت
بما أهل به
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فأمر
النبي صلى
الله عليه
وسلم أصحابه
أن يجعلوها
عمرة،
ويطوفوا، ثم يقصروا
ويحلوا إلا من
كان معه
الهدي، فقالوا:
ننطلق إلى منى
وذكر أحدنا
يقطر، فبلغ النبي
صلى الله عليه
وسلم فقال: (لو
استقبلت من أمري
ما استدبرت ما
أهديت، ولولا
أن معي الهدي لأحللت).
وحاضت عائشة
رضي الله
عنها، فنسكت
المناسك
كلها، غير
أنها لم تطف
بالبيت، فلما
طهرت طافت
بالبيت، قالت:
يا رسول الله،
تنطلقون بحجة
وعمرة وأنطلق
بحج؟ فأمر عبد
الرحمن بن أبي
بكر أن يخرج
معها إلى
التنعيم، فاعتمرت
بعد الحج.
[-1651-] Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle rivayet etmiştir: Hz.Nebi ve ashabı
hac için ihrama girmişlerdi. Talha ve Resûlullah dışında kimsenin yanında hedy
kurbanı yoktu. Ali, Yemen'den, beraberinde bir hedy kurbanı ile gelmişti. Hz.
Nebi sahabilere, haclarını umreye çevirmelerini, tavaf edip traş olduktan sonra
ihram'dan çıkmalarını emretti. Sadece yanında hedy kurbanı olanlar bu emirden
istisna edilmişti. Bazı sahabiler, "Kadınlarla birlikte olduğumuz bir
dönemde Mina'ya doğru hareket edeceğiz!" dediler. Bu söz Hz. Nebi'e
ulaşınca, "Şu an bildiklerimi bilseydim, hedy kurbanı getirmezdim. Yanımda
hedy kurbanı olmasaydı ben ihramdan çıkardım" buyurdu.
Bu sırada Hz.Aişe (r.anha) adet gördü. Tavaf hariç, bütün hac
menasikini yerine getirdi. adeti bitip temizlenince Kabe'yi tavaf etti ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Siz hac ve umre yaparak ayrılıyorsunuz, ben ise sadece hac
yaptım" dedi. Bunun üzerine Hz. Nebi, Abdurrahman'a, onunla birlikte
Ten'im'e gitmesini emretti. Hz. Aişe de hacdan sonra bir de umre yapmış oldu.
حدثنا
مؤمل بن هشام:
حدثنا
إسماعيل، عن
أيوب، عن حفصة
قالت:
كنا
نمنع عواتقنا
أن يخرجن،
فقدمت امرأة،
فنزلت قصر بني
خلف، فحدثت:
أن أختها كانت
تحت رجل من
أصحاب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، قد
غزا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ثنتي عشرة
غزوة، وكانت
أختي معه في
ست غزوات،
قالت: كنا
نداوي
الكلمى،
ونقوم على
المرضى،
فسألت أختي
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقالت:
هل على إحدانا
بأس، إن لم
يكن لها
جلباب، أن لا
تخرج؟ قال:
(لتلبسها
صاحبتها من
جلبابها، ولتشهد
الخير ودعوة
المؤمنين).
فلما قدمت أم
عطية رضي الله
عنها سألنها،
أو قالت:
سألناها، فقالت:
وكانت لا تذكر
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إلا
قالت: بأبي،
فقلنا: أسمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول كذا
وكذا؟ قالت:
نعم، بأبي،
فقال: (لتخرج
العواتق ذوات
الخدور، أو
العواتق
وذوات
الخدور،
والحيض، فيشهدن
الخير ودعوة
المسلمين،
ويعتزل الحيض
المصلى). فقلت:
آلحائض؟
فقالت: أو ليس
تشهد عرفة،
وتشهد كذا،
وتشهد كذا.
[-1652-] Hafsa binti Sîrîn (r.anha) şöyle anlatır: Biz genç kızlarımızın
dışarı çıkmasına engel olurduk. Bu arada bir kadın geldi ve Halef oğullan
kasrında konakladı. Kız kardeşinin, Resûlullah ile birlikte on iki kez gazveye
katılan bir sahabinin hanımı olduğunu, bunlardan altısında kız kardeşinin de
bulunduğunu, kız kardeşinin ona, "Biz yaralıları tedavi eder, hastalara
bakardık" dediğini anlattı. Bu kadın sözüne şöyle devam etmiştir: Kız
kardeşim Hz. Nebi'e, "Cilbabi bulunmayan bir kadının, dışarıya
çıkmamasında bir beis var mı?" diye sorunca, Resûlullah, "Arkadaşlarından
biri ona bir cilbab giydirsin de hayır işlerini ve müslümanları davet hizmetini
ifa etsin" buyurdu.
Hafsa şöyle dedi: Ummü Atıyye buraya geldiği zaman kadınlar bu
hadiseyi ona sordular (veya biz sorduk), o da şöyle cevap verdi: -O, Resûlullah
ne zaman zikredilse hemen anam babam ona feda olsun derdi.
Biz ona, "Resûlullah'ı şöyle şöyle söylerken işittin
mi?" diye sorduk. Şöyle cevap verdi: "Anam babam ona feda olsun, evet
işittim, O, "Perde sahibi (iffetli / örtülü) genç kızlar veya genç kızlar
ve hayızlı kadınlar dışarı çıksın. Hayır işlerini ve Müslümanların davet
hizmetini görsünler. Fakat hayızlı kadınlar mescid'den uzakta dursunlar"
buyurdu."
Biz, "Adetli kadınlar da mı?" diye sorduk. O da,
"Onlar, Arafat'ta, falan falan yerler de bulunamıyorlar mı? (O halde
buralarda da bulunabilirler)" dedi.
AÇIKLAMA: Buharî, başlıkta, "adetli kadın, tavaf
dışında haccın bütün menasikini yerine getirir" şeklinde kesin bir hüküm
cümlesi kullanmıştır. Çünkü bu konudaki rivayetler çok açıktır. İkinci konuyu
ise, "abdestsiz olarak safa ile merve arasında sa'y etmek" şeklinde
ihtimalli bir şekilde ifade etmiştir.
İbnü'l-Münzir, Hasen-i Basrî dışında, seleften hiçbir kimseden,
sa'y ederken abdestli olmanın şart olduğu yönünde bir görüş nakletmemiştir.
İbn Ebi Şeybe, İbn Ömer'den sahih bir senetle şöyle bir
rivayette bulunmuştur: "Bir kadın, tavaf ettikten sonra, Safa ile Merve
arasında say etmeden önce adet görür ise sa'y etsin." Abdül A'la da, Hişam
yoluyla Hasen'den benzer bir rivayet nakletmiştir. Bu rivayet Hasen'den sahih
bir senetle gelmiştir. Belki de o, adetli ile abdestsiz bir halde olan kadını
farklı değerlendirmiştir ki bu konuya ileride yer verilecektir.
İbn Battal şöyle der: "Buharî, Hz. Nebi'in Hz. Aişe'ye
söylediği, 'Hacıların yaptığı fiilleri sen de yap, sadece temizleninceye kadar
Kabe'yi tavaf etme" sözünden yola çıkarak adetli kadının sa'y
edebileceğini anlamıştır. Bundan dolayı da, "Abdestsiz olarak say etmek"
ifadesini kullanmıştır." Bu güzel bir yorumdur. Alimler çoğunluğunun
yorumuna da ters düşmemektedir.
Buhari burada üç hadise yer vermiştir: Birinci hadiste yer alan,
"Hacıların yaptığı fiilleri sen de yap, sadece temizleninceye kadar
Kabe'yi tavaf etme" ifadesi, adetli bir kadının kanının kesilip gusül
abdesti alana kadar tavaf edemeyeceğini açıkça beyan etmektedir. Çünkü ibadetlerde
söz konusu olan yasaklamalar, fesadı gerektirir. Bu da, eğer yapılır ise,
tavafın batıl olmasını gerektirir. Alimler çoğunluğuna göre, cünüp ve abdestsiz
kimseler de bu kapsamdadır. Kûfeli bir grup alim ise abdestin şart olmadığı görüşündedir.